1976-1977 UEFA Kupası Şampiyonluğu
Federasyonun uzun süreli kısıtlamaları nedeniyle yabancı yıldız oyuncuların eksikliğinde mücadele eden Juventus kadrosu, merkezi oyun kurucudan vazgeçerek mücadeleci ve uyumlu bir orta saha kurgusuna geçti. Bu, yıldızlardan yoksun ancak son derece dengeli ve güçlü bir takım anlamına geliyordu. Giovanni Trapattoni’nin teknik direktörlüğündeki ilk sezonunda Juventus, Capello ve Anastasi’nin yerine daha tecrübeli Benetti ve Boninsegna’yı alarak, başarılı bir sezon geçirdi.
Ligde, Juventus, Torino ile başa baş geçen şampiyonluk yarışını son hafta 51 puanla tamamlayarak, 17. Serie A şampiyonluğunu elde etti. Juventus, sezon boyunca 23 galibiyet, 5 beraberlik ve 2 yenilgi aldı, Torino ise sezonu 50 puanla kapattı. Bu başarı, 35 puanda kalan üçüncü sıradaki Fiorentina ile aradaki büyük fark ile de pekiştirildi.
Şampiyonluktan sadece dört gün önce, Juventus, tarihindeki ilk Avrupa kupasını, UEFA Kupası’nı kazanarak bir başka başarıya daha imza attı. Juventus, güney Avrupa’dan bu turnuvayı kazanan ilk takım oldu. İlk turlarda Manchester City ve Manchester United’ı eleyerek başlayan Juventus, sırasıyla Shakhtar, Magdeburg ve AEK Atina’yı geçerek finale ulaştı ve finalde Athletic Bilbao ile karşılaştı.
İlk maçta Tardelli’nin golüyle 1-0 galip gelen Juventus, rövanşta San Mamés Stadyumu’nda Bettega’nın golüyle avantaj sağladı. Maçı 2-1 kaybetse de toplam skorda üstünlük sağladı ve UEFA Kupası’nı müzesine götürdü. Bu başarı, tamamı İtalyan oyunculardan oluşan bir kadro ile elde edilen tek uluslararası kupa olarak kayıtlara geçti.
Ancak aynı başarıyı Coppa Italia’da gösteremediler. İlk grup aşamasını zorlukla geçtikten sonra, Torino’da yapılan ikinci aşamaya yedek ve genç oyuncularla katıldılar ve Inter’in gerisinde kalarak finale çıkma şansını kaybettiler.
1984-1985 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonluğu
1984 yazında Juventus’un kadrosunda birkaç küçük değişiklik yapıldı. Geçen sezon Avrupa kupalarına bir yenisini eklemek isteyen takım, Avrupa’nın tüm büyük kulüp organizasyonlarında şampiyonluk kazanarak tarihte bir ilki gerçekleştirmeyi hedefliyordu. Önceki sezondaki ana kadro büyük ölçüde korunurken, yalnızca uzun yıllardır Juventus forması giyen Claudio Gentile, Fiorentina’ya transfer oldu ve forvet Domenico Penzo, Napoli’ye satıldı. Bu oyuncuların yerine Avellino’dan Luciano Favero, Genoa’dan Massimo Briaschi ve Parma’dan genç yetenek Stefano Pioli kadroya katıldı.
Sezonun ilk kupası, bir önceki sezon kazanılan Kupa Galipleri Kupası zaferi sayesinde oynama hakkı kazandıkları UEFA Süper Kupa oldu. Rakip, Şampiyonlar Ligi şampiyonu Liverpool’du. Program zorlukları nedeniyle çift ayaklı maçın tek karşılaşmaya indirgenmesi kararlaştırıldı ve maç, 16 Ocak 1985’te Torino’da oynandı. Juventus, Zbigniew Boniek’in iki golüyle 2-0 kazanarak bu kupayı kazanan ilk İtalyan kulübü oldu.
Ligde Juventus, zirve yarışında ikinci planda kaldı ve şampiyonluk mücadelesi Inter, Torino ve Verona arasında geçti. Coppa Italia’da ise çeyrek finalde Milan’a elendiler. Ancak Juventus, Avrupa Kupası’na odaklanmıştı ve bu kulvarda finale kadar yükseldi. Bu final, dört ay önce UEFA Süper Kupa’da karşılaştıkları Liverpool’a karşı oynandı.
Final maçı 29 Mayıs 1985’te Belçika’nın Heysel Stadyumu’nda oynandı. Ancak maç öncesinde yaşanan olaylar, 39 Juventus taraftarının hayatını kaybetmesine yol açarak spor tarihinin en büyük trajedilerinden biri haline geldi. UEFA, Belçika İçişleri Bakanlığı ve Brüksel polisi tarafından güvenlik gerekçesiyle finalin oynanması yönünde karar alındı ve Juventus, Michel Platini’nin attığı penaltı golüyle maçı 1-0 kazanarak kupaya uzandı. Bu zaferle birlikte Juventus, UEFA’nın tüm büyük sezonluk kulüp organizasyonlarında şampiyonluk kazanan ilk Avrupa takımı oldu. 1988’de İsviçre, Cenevre’de UEFA, bu tarihi başarıyı onurlandırmak adına kulübe özel bir UEFA plaketi takdim etti.
1989-1990 UEFA Kupası Şampiyonluğu
1989 yazında Juventus, Dino Zoff ile yola devam ederken kadrosunda büyük ölçüde geçen sezondan oyuncularını korudu, her bölgeye birkaç yeni isim ekledi. Kalede Tacconi’nin önünde defansta kaptan Cabrini’nin ayrılmasıyla Brio kaptanlığı devralırken, Napoli ve De Agostini kanatlarda yer aldı; savunmanın merkezine ise Tricella’nın yanına Dario Bonetti geldi. Orta sahada Sovyet oyuncu Sergej Alejnikov, Galia ve Marocchi ile birlikte oynamaya başladı. Hücum hattında ise neredeyse tam bir revizyon yapıldı: Zavarov ve Rui Barros dışında tüm hücum oyuncuları ayrıldı; Altobelli ve Laudrup’un yerini Serie B’den transfer edilen genç oyuncular Pierluigi Casiraghi ve bir önceki sezon Serie B’nin gol kralı olan Salvatore Schillaci aldı.
Sezon, kulüp tarihinin efsane isimlerinden ve Zoff’un yardımcı antrenörü olan Gaetano Scirea’nın Polonya’da Górnik Zabrze takımını izlemek için yaptığı seyahatte bir trafik kazasında hayatını kaybetmesiyle üzüntüyle başladı.
Sportif anlamda, Juventus, ligin ilk yarısında önceki sezondan çok farklı bir performans sergileyemeyerek üst sıralarda yer alsa da şampiyonluk yarışına giremedi. Avrupa’da ve Coppa Italia’da başarılı ilerlese de kulübün bir kez daha kupasız bir sezon geçirme ihtimali, yönetimde değişikliğe yol açtı: 5 Şubat 1990’da başkan Giampiero Boniperti görevinden ayrıldı ve yerine yönetim kurulu başkanı Vittorio Caissotti di Chiusano geçti.
Mart ayında gelen bir değişimle Juventus, sezonun geri kalanını güçlü bir şekilde tamamladı. 11 Mart’ta Juventus, Milan’ı 3-0 yenerek etkileyici bir seri başlattı; Schillaci, 15 golle Serie A’daki ilk sezonunu tamamlayarak İtalya milli takımına çağrıldı ve Tacconi, De Agostini ve Marocchi ile birlikte 1990 Dünya Kupası’na katılma şansı elde etti.
Sezonu ligde yine dördüncü sırada bitiren Juventus, şampiyon Napoli’nin yedi puan gerisinde kaldı. Ancak 25 Nisan’da Coppa Italia finalinde favori Milan’ı yenerek dört yıllık kupa hasretine son verdi. Çift ayaklı finalin ilk maçı Torino’da golsüz sona erdi, ancak Milano’daki rövanşta Galia’nın golü Juventus’a sekizinci Coppa Italia şampiyonluğunu getirdi.
Sezonun finalinde ikinci bir kupa olan UEFA Kupası da kazanıldı. Juventus, güçlü bir Avrupa performansıyla çeyrek finalde Hamburg ve yarı finalde Köln gibi rakipleri geçerek finale ulaştı. Finalde Fiorentina ile karşılaşan Juventus, ilk maçta Torino’da aldığı 3-1’lik galibiyetle ikinci UEFA Kupası’nı büyük ölçüde garantiledi ve rövanştaki golsüz beraberlikle kupaya uzandı.
Juventus böylece 1976-1977 ve 1983-1984’ten sonra üçüncü Avrupa dublesini yaparak unutulmaz bir sezon geçirdi. Ancak bu başarı, Zoff’un kalmasına yetmedi; Zoff, Juventus ile hem oyuncu (1976-1977) hem de teknik direktör olarak UEFA Kupası kazanan ilk isim olarak tarihe geçti.
1992-1993 UEFA Kupası Şampiyonluğu
Juventus Futbol Kulübü, üst üste yedinci yıl yerel şampiyonluğu kazanmayı başaramasa da, sezonun mirası UEFA Kupası zaferi ile korundu. Borussia Dortmund’u deplasmanda 3-1 ve Torino’da 3-0 yenerek 1992-93 UEFA Kupası’nı kazandı.
Sezon öncesinde Juventus, milyonlarca pound karşılığında Andreas Möller ve Gianluca Vialli’yi transfer etti. Vialli, Sampdoria’daki performansına kıyasla beklentilerin altında kalsa da, Möller hızla İtalyan futboluna adapte olarak orta sahanın kilit isimlerinden biri oldu. Bir diğer yüksek maliyetli transfer, küme düşen Bari’den alınan David Platt ise sakatlıklar nedeniyle sezonun büyük bölümünde forma giyemedi ve sezon sonunda Sampdoria’ya satıldı. Roberto Baggio, üçüncü kez üst üste kulübün en çok gol atan oyuncusu olarak, forvetin hemen arkasında oynadığı bir pozisyonda 21 golle takımı sırtladı.
1996-1996 UEFA Şampiyonlar Ligi Kupası Şampiyonluğu
Juventus kadrosu, bir önceki sezonun şampiyonu olarak yeni transferlerle güçlendirildi. Bu transferler arasında defansı sağlamlaştırmak için genç Pessotto ve tecrübeli Vierchowod; orta sahayı güçlendirmek için Jugović ve hücum hattında yedek olarak düşünülen Padovano yer aldı. Yeni transfer Lombardo ise hazırlık maçında Borussia Dortmund’a karşı geçirdiği ciddi sakatlık (kaval kemiği ve fibula kırığı) nedeniyle sezonun büyük kısmını kaçırdı.
Takımdan ayrılanlar arasında önemli isimler vardı; uzun yıllardır savunmada yer alan Kohler Torino’dan ayrıldı. Ancak en büyük yankıyı kaptan ve oyun kurucu Roberto Baggio’nun Milan’a transfer olması yarattı. Baggio’nun yerine genç Del Piero’ya yatırım yapma kararı, yaş ve mali gerekçelerle alındı. Bu karar, Del Piero’nun takımda önemli bir rol üstlenmesini sağlarken taraftarlar ve futbol otoriteleri arasında karışık tepkilere yol açtı. Yeni 10 numara Del Piero, Baggio’nun pozisyonunu alarak Ravanelli ve yeni kaptan Vialli’nin arkasında oynadı.
Avrupa arenasında Juventus, Şampiyonlar Ligi’nde Borussia Dortmund, Steaua Bükreş ve Rangers’ın bulunduğu grupta yer aldı. Alman rakibini yendikten sonra, Romanya ekibini de mağlup eden Juventus, her iki İskoç rakibine karşı da üstünlük sağlayarak bir üst tura geçmeyi garantiledi. Ancak Serie A’da Milan ve Fiorentina ile eşit bir mücadele yürütemeyen Juventus, başkent ekiplerine karşı zorlandı ve 1995 yılının Aralık ayında Torino’ya karşı 5-0’lık galibiyete rağmen ilk yarıyı arzu edilen seviyede tamamlayamadı.
1996 yılının Ocak ayında Juventus, o zamana kadar kazanamadığı İtalya Süper Kupası’nı Parma’yı 1-0 mağlup ederek müzesine götürdü. Ancak İtalya Kupası’nda, Atalanta’ya üçüncü turda uzatmalarda yenilerek erken elendi.
Ligde yükselişe geçmeye çalışsa da Juventus, Avrupa’da daha büyük başarılar elde etti. Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Real Madrid’i, deplasmandaki yenilgiyi Del Piero ve Padovano’nun golleriyle rövanşta telafi ederek eledi. Yarı finalde Nantes-Atlantique’i ilk maçta Torino’da 2-0 yenip, deplasmanda 2-3 yenilmelerine rağmen finale çıkmayı başardı. Juventus, 11 yıl aradan sonra Avrupa’nın en büyük turnuvasının finaline yükselirken, Serie A’da Milan’ın 8 puan gerisinde ikinci sırada sezonu tamamladı.
Avrupa şampiyonluğu, Roma Olimpiyat Stadı’nda Ajax’a karşı kazanıldı. Ravanelli’nin golüne Litmanen ile yanıt veren Ajax, uzatmalarda da skoru koruyarak maçı penaltılara taşıdı. Penaltılarda, Juventus kalecisi Peruzzi’nin Davids ve Silooy’un şutlarını kurtarması ve Jugović’in son vuruşu ile İtalyan ekibi zafere ulaştı.
Juventus’un Serie A şampiyonluklarını incelemek için TIKLAYINIZ